Horlama Ve Uykuda Nefes Durması (Uyku Apnesi) Nedir?

Horlama akciğerlere giden havanın yumuşak damağı titreştirmesi ile ortaya çıkan sestir.
Horlama, hemen her yaşta görülebilmekle beraber ileri yaşlarda daha çok karşımıza çıkar. 60 yaşından sonra görülme oranı %60’dan fazladır. Basit horlama daha çok sosyal bir problemdir. Yani çevreyi rahatsız eder, kişinin sağlığı üzerine ciddi bir olumsuz etkisi yoktur.
Uyku apnesi, uykuda solunumun 10 saniye veya daha uzun süre duraklamasıdır. Eğer apne sayısı saatte 5 defadan daha fazla olmaya başlamışsa, bu artık bir sağlık problemidir.
Horlama ve uyku apnesi her zaman birlikte olmasa da, horlaması olanlarda apne olma riski normal bireylerden çok daha fazladır


NEDEN OLUR?
Horlama ve apne’ye yol açan nedenler çoğu zaman benzerdir.
Çocukluk ve genç yaşlarda neden çoğu zaman geniz eti, bademcik büyüklüğü, burun kemik ve kıkırdak eğrilikleri, alerjik nezle, burun polipleri gibi üst solunum yolu tıkanıklığı yapan rahatsızlıklardır. Daha ileri yaşlarda ise bunlara ek olarak pek çok neden eklenmektedir.
Temel risk faktörleri cinsiyet, yaş ve kilodur. Gerek horlama, gerekse uyku apnesi erkeklerde daha sık görülür. Yaş ilerledikçe (35 yaş sonrası) sıklığı artar. Ve özellikle kilo alımı (BMI > 25) horlama ve apnelerde önemli bir etkendir. Bunların yanı sıra hipotiroidi, yorgunluk, sigara ve alkol kullanımı, uykuyu derinleştiren ilaç kullanımı da önemli nedenlerdir.

NELERE YOL AÇAR?
Uyku apnesi olan kişilerde tedaviye dirençli yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve gece ani ölüm meydana gelebilir. Kan şekeri dengesi bozulur, şeker hastalığı ortaya çıkabilir. Cinsel performans azalır. Her apne atağı sırasında beyin uyanmaya geçtiği için uyku kalitesi bozulur. Kişi güne yorgun ve uykusuz başlar. İş verimi azalır, kolay yorulma ve uyuklamalar ortaya çıkar. Bu kişilerin özellikle uzun yolda araç kullanmaları çok sakıncalıdır.

NASIL TEŞHİS EDİLİR?
Horlama ve uyku apnesinin ilk teşhisi kişiyi uyurken gören biri tarafından yapılabilir. Bu durumda tanıklı horlama ve apneden bahsedilir. Hastayı uyurken gören kişi hastanın şiddetli horladığını, aniden ve uzun bir süre nefesini tuttuğunu, boğulacak gibi olduğunu ve çok huzursuz uyuduğunu ifade eder. Öte yandan yalnız uyuyan kişilerde gece boğulacak gibi olma, aniden uyanma olabileceği gibi, çoğu zaman ilk belirtiler gündüz yorgunluk, dikkat dağınıklığı, çalışma performansında azalma ve uyuklama halidir. Hatta bazen yüksek tansiyon araştırılırken uyku apnesi saptanabilir.
Kesin teşhis için altın standart “Uyku testi”dir (Polisomnografi). Bu testte beyin aktivitesi (EEG),bacak ve göğüs adalelerinin aktivitesi (EMG), kalp ritmi(EKG), göz hareketleri (EOG) ve kan oksijen düzeyi (oksijen satürasyonu) , ölçülür. Polisomnografi basit horlama ile apneyi ayırt etmekte kullanılan tek testtir. Apnenin süresi ve şiddeti konusunda bilgi sahibi olunur. Bu test için hastanın bir gece hastanede kalması gerekir. Hastanın kendi evinde uygulayabileceği portatif ve daha basit uyku testleri de vardır.

TEDAVİSİ NEDİR?
Tedavi tamamen kişiye özel olmalıdır. Yaşı, genel sağlık durumu, çalışma koşulları, kilosu ve apnenin şiddetine göre seçilir.
Basit horlamalarda ve sadece sırt üstü yatışta ortaya çıkan hafif apnelerde kişinin sırt üstü yatmasını engellemek yeterli olabilir. Bunun için pijama arkasına tenis topu dikilmesi ve bir takım özel yastıklar denenebilir. Orta ve şiddetli apnesi olanlarda ameliyat ve ameliyat dışı tedavi yolları denenir.
Apnenin nedeni dilin geriye kaçması olan hastalarda dil ve çeneyi önde tutmaya yarayan ağız içi aparatlar kullanılabilir.
Uyku apnesinin en etkili ve en az yan etkili tedavi yöntemi uyku maskesi (CPAP, BPAP) kullanımıdır. Bu cihazlar gece uyumadan önce yüze takılan bir maske ve buna bağlanan bir hava pompasından oluşur. Apne sırasında cihaz devreye girerek kişiye uygun basınçta hava verir ve solunum kesintisi önlenir. Başlangıçta uygulaması sevimsiz ve alışması zor görünmekle beraber bunu kullanmaya alışan hastalar sabahları yeniden doğmuş gibi uyandıklarını ifade etmekte, yaşam kaliteleri yükselmekte, kilo vermeleri kolaylaşmakta, tansiyon ve şeker dengeleri düzelmektedir.
AMELİYAT: Horlama ve apne için çeşitli cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Burunda deviasyon ve konka ameliyatları, yumuşak damağa radyofrekans uygulaması, damağa “pillar” adı verilen doku içi protezler yerleştirilmesi, küçük dilin kesilmesi veya yeniden şekillendirilmesi, bademcikler de alınarak yumuşak damağın tamamen yeniden şekillendirilmesi, dil kökü askısı, dil kemiğinin (hyoid) askıya alınması, alt ve üst çeneye yapılan ilerletme ameliyatları, hatta gırtlağın altından nefes borusunun delinerek hava yolu açılması (trakeostomi) gibi ameliyatlar yapıla gelmektedir. Bu yöntemler horlama üzerine çok etkili olmakla beraber, uyku apnesinde başarıları değişkendir. Özellikle kişinin kilo, alkol, uykuyu derinleştiren ilaç kullanımı gibi alt yapı sorunları düzeltilmediği takdirde, bir süre sonra tekrarlamaktadır.

Yorumlar devre dışı bırakıldı.

Bize Ulaşın!